ATAŞEHİR İMAR ISLAH PLANLARIN İPTALİ BİNLERCE VATANDAŞI MAĞDUR EDİYOR

Yüz binlerce kişi 51 yılda ancak çözüme kavuşan mülkiyet sorunu ile tekrar karşı karşıya.
Ataşehir’de ıslah imar planının iptali ile 100 bin vatandaşı etkileyen yürütmeyi durdurma kararı, mahalle sakinleri, YEDPA Ticaret Merkezi ortakları ve binlerce kişi tarafından protesto edildi.

Ataşehir Belediyesi ilçe sınırları içerisinde yer alan ve üç mahalleyi kapsayan, toplamda ise 13 bin malik ve yaklaşık 100 bin vatandaşın mağdur eden ıslah imar planının iptali, çözüme kavuşmuş sorunları tekrardan gündeme getirecek.

Düzenleme öncesi duruma dönüldü

Bölgede ikamet etmeyen ve kanuni haklarını almış olan bazı hissedarlar, yapılan düzenlemeleri iptal ettirmek için İstanbul 12. İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Sonuç alamayan davacılar, İstanbul 6. İdare Mahkemesi’ne 2023/1596 dosya numarasıyla başka bir dava açarak süreci devam ettirdi. Davacıların talepleri, daha önce Danıştay kararı ile 2009 yılında kesinleşmişti. Buna rağmen, 6. İdare Mahkemesi, 28 Mayıs 2024 tarihinde düzenlemelerin hukuksuz yürütmesini durdurma kararı verdi.
Bu karar, İstanbul ili Ataşehir ilçesi, Yeniçamlıca, Mimar Sinan ve Mevlana Mahallelerini kapsayan ıslah imar planı uygulamasının iptali sonrası düzenleme öncesi duruma dönülmesi ve yeniden ıslah imar uygulamasına yönelik alınan Ataşehir Belediyesi’nin 22.09.2022 tarih ve 2022/888 sayılı encümen kararı ile İBB’nin 15.03.2023 tarih ve 1874-1859 sayılı encümen kararının iptali için açılan davada tarafların itirazları değerlendirilmeden alınmış durumda.

Karar süreci sekteye uğrattı
Bu karar, bölgedeki tüm siyasi partilerin ve vatandaşların büyük çoğunluğunun rıza gösterdiği bir sürecin sekteye uğramasına neden oldu. 51 yılı aşkın süredir devam eden tapu sorununun çözümünü amaçlayan düzenlemenin iptali, bölge halkının miras aldığı tapu sorunlarını çocuklarına devretmek zorunda kalması anlamına gelecek ve yıllarca süren problemleri yeniden gündeme getirecek.

Asrın felaketinden ders alınmalı
Ülkemizde asrın felaketini yaşatan deprem gerçeğini görmezden gelen ve bölgede yapılacak imar dönüşümünün ve gelişiminin önünde engel olan bu karar, bölgeyi deprem riski ile karşı karşıya bırakıyor ve bölgenin olumsuz etkilenmesine sebebiyet veriyor.