logo

ÇİN REKABETÇİ FİYATLARI TÜRK OTOMOTİV PAZARINI DA SARSIYOR

ÇİN REKABETÇİ FİYATLARI TÜRK OTOMOTİV PAZARINI DA SARSIYOR

Küresel pazarda bu yıl ilk kez en büyük otomobil ihracatçısı konumuna yükselen Çin, rekabetçi fiyatlarla Türk otomotiv pazarını da sarsıyor. Çinli markaların artan satışlarına paralel olarak yerli üreticilerin payı otomobilde yüzde 31’e kadar geriledi. Sektör, 8 yılın ardından ilk kez dış ticaret açığı veriyor. Otomotivciler Çin’le rekabet için ÖTV matrahlarında acil güncelleme talep ediyor.

Ülke çapında 17’den fazla üretim tesisi, 550 bini aşan istihdamı ve yıllık 30 milyar doları aşan ihracatı ile Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörleri arasında yer alan otomotivde, Çin tehdidi büyüyor. Çinli markalar, Avrupa’nın ardından iç pazarda yerli üreticinin rekabet gücünü aşındırmaya başladı. OSD verilerine göre, otomotiv sanayii bu yılın ilk 8 aylık döneminde 8 yılın ardından ilk kez dış ticaret açığıyla karşı karşıya kaldı. Geçen yılın ocak-ağustos dönemini 6,2 milyar dolar fazlayla kapatan sektör, bu yılın aynı döneminde 318 milyon dolar açık verdi. Çinli markaların artan satışlarına paralel olarak yerli üreticilerin payı otomobilde yüzde 40’lardan yüzde 31’e, hafif ticari araçta da yüzde 60’lardan yüzde 50’nin altına indi.

“Yerli payındaki düşüş tehdit oluşturuyor”

Otomotiv Sanayii Derneğ i (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, ocak-eylül verilerini açıklarken, sektörde yaşanan sıkıntıları dile getirdi. Eroldu, 9 aylık verilerin üretim, ihracat ve iç pazar açısından geçen yılın üzerinde olmasının sevindirici olduğunu, ancak satışlarda yerli payındaki hızlı düşüşün otomotiv sanayisi için büyük bir tehdit oluşturduğunu söyledi.

Yüksek enflasyon ve kur artışına paralel, Türkiye’de hemen hemen tüm araçlar yüzde 80 ÖTV dilimine girdi. Buna karşın Avrupa’ya olduğu gibi Türkiye’ye de agresif giriş yapan Çinli markalar, rekabetçi fiyatlarla pazardan hızlı bir şekilde pay almaya başladı. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Çin’den ithal edilen araçlara getirilen ek vergiye rağmen Çinli markaların kısa sürede satışlarda önemli bir pay edindiğini belirterek, “Biliyorsunuz bugün Çin’den gelen elektrikli otomobillerde vergi yüzde 40 arttı ama başında da bir yüzde 10 var. İçten yanmalı araçlarda yine bir yüzde 10’luk vergi var. O vergiye rağmen daha üst segment araçları, alt segmentteki yerli bir aracın fiyatına yakın bir rakama satabiliyorlar. Çinlilerin gelip Türkiye’de üretim de yapması lazım. Yani yalnız böyle ithalat olmaz” diye konuştu. Cengiz Eroldu, yerli üreticilerin rekabetçi fiyatlar sunabilmesi ve satışlarda yeniden payını artırabilmesi için ÖTV matrahlarında acilen güncelleme yapılması yönünde beklentileri olduğunu söyledi.

Öte yandan, geçen hafta gündeme gelen Avrupa’nın Çinli araçlara yönelik anti-damping soruşturmasının önemli olduğunu belirten Eroldu, “Bu bir pazara giriş politikası da olabilir. Yani bu sürdürülebilir fiyatlar mı? Onun için de zaman lazım. Türkiye’deki ve Avrupa’daki otomotivciler için bir risk; ama rekabet çok doğru bir şey. Dolayısıyla otomotiv sanayisi olan ülke olarak Çinli imalatçıları da Türkiye’ye getirebilmemiz lazım. Onlarla rekabete girebilmemiz lazım” diye konuştu.

Eroldu, Çinli markaların Avrupa’daki yükselişlerinin devam ettiğini belirterek, “Pazar payları elektrikli araç pazarında yüzde 3,7’yi aşmış durumda ve hızlı bir artış trendi var. Bu sadece Çinli markaların payı. Bir de Avrupalı üreticilerin Çin’de yaptırdıkları elektrikli araçlar var. O bu rakamın içinde yok. O da aslında önemli. Avrupa Birliği’nin Çin menşeli elektrikli araçlara yönelik anti-damping soruşturmasını takip ediyoruz. Enteresan bir duruma yol açacak. Bakalım nasıl sonuçlanacak? Ama Avrupalı da Çin üretiminin Avrupa’daki sanayi açısından bir tehdit oluşturduğunu görüyor. Çünkü net bir şekilde artış var” dedi.

“Çin, marka algısını güçlendirdi”

Çin’in otomotivdeki olumsuz imajının değiştiğini ifade eden Cengiz Eroldu, Avrupa’da yapılan bir ankette tüketicilerin yüzde 38’inin Çinli markaları tercih ettiğini aktardı. Eroldu, “Bu çok yüksek bir rakam. Yani bu 10 sene önce sorulsaydı herhalde yüzde 5 falan çıkardı. Ama bugün özellikle Çin’in teknoloji alanında kaydettiği gelişmeyle birlikte Çin markaları teknolojiyle anılır konuma geldiler. Aslında bu da Çin markalarının niye Avrupa’da hızlı bir şekilde yükseldiğinin göstergesi. Çünkü müşteri tarafından da bir kabul var. Yani konu sadece fiyat değil aynı zamanda teknoloji algısı. Çin markasının Avrupa pazarlarında bir pozitif gelişimi var algı olarak. Benzer durum Türkiye’de de söz konusu” açıklamasını yaptı.

“8 yıl sonra ilk kez dış ticaret açığı veriyoruz”

OSD Başkanı Eroldu, otomotiv sanayinin sürdürülebilirliği açısından iç piyasadaki satışlarının çok önemli olduğunu vurgulayarak, yerli payındaki azalmaya dikkat çekti. Eroldu: “Yalnızca ihracata yönelik projelerle ayakta kalamayız. İç pazarda satışlar arttı ancak geçen yıl yüzde 45 olan yerli üreticilerin payı, Eylül sonu itibarıyla yüzde 37’lere gerilemiş durumda. Otomobilde de yüzde 39’dan yüzde 31’e giden bir yerli payı payımız var” açıklamasını yaptı. Eroldu, otomobil ithalatındaki artış nedeniyle sektörün 8 yılın ardından ilk kez bu yıl dış ticaret açığı vermeye başladığını hatırlatarak, “Yıllardır dış ticaret fazlası veren bir sektörüz. 10 milyar dolara yakın dış ticaret fazlası verdiğimiz yıllar oldu. Ancak maalesef iç pazarda ithal otomobil payı arttığı için durum tersine döndü” dedi. Otomotiv sanayisinde 2023 yılı Ocak- Ağustos döneminde dış ticaret açığı 318 milyon dolar olurken, sadece otomobil özelinde bu açık 3,8 milyar dolara ulaştı. Otomotiv sanayi en son 2015 yılında 193 milyon dolar dış ticaret açığı vermişti.

“Üretim pandemi öncesine döndü”  

OSD’nin verilerine göre, otomotiv sanayisinde toplam üretim ocak-eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12 artarak 1 milyon 74 bin 155 adet olarak gerçekleşti. Geçen yılın ilk 9 aylık dönemine göre yüzde 21 artış sağlayan otomobil üretimi ise 687 bin 817 adede ulaştı. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim ise 1 milyon 117 bin 620 adede yükseldi. OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “İlk 9 ayda 1 milyonluk üretim sınırını açtık. Bu da bize pandemi öncesindeki üretim rakamlarımıza geri döndük demek” açıklamasını yaptı. Ocak-Eylül 2023 döneminde ihracat yıllık bazda yüzde 16 artarak 26,2 milyar dolara ulaşırken, iç pazar satışları ise geçen yılın ilk 9 ayına göre yüzde 63 artarak 894 bin adedi aştı. Eroldu, yılsonunda üretim ve ihracatta yüzde 10’a yakın artış beklentileri olduğunu ifade etti.

“2024’te iç pazarda %10 kayıp öngörüyoruz”    

OSD Başkanı Cengiz Eroldu, bu yılın 1 milyon 150 bin adede yakın bir pazar öngördüklerini belirterek, “Ekim ayının da 100 binin altına düşeceğini biz beklemiyoruz. Zaten böyle olunca ekimi üzerine koyunca 1 milyona geldik neredeyse. Dolayısıyla görünen o ki artık bu tahmin olmaktan da çıktı 2023 yılı 1 milyon 150 bin üzeri kapanacak” dedi. Ancak gelecek yıl ise daralma beklentileri olduğunu ifade eden Eroldu, “Önümüzdeki yıl bu rakamın yüzde 10 gibi küçülmesini bekleyebiliriz. Önümüzdeki yıl ilk 3 ay bir seçim öncesi dönemimiz var. Türkiye’de her zaman bildiğiniz üzere o dönemler canlı olur, bir hareketlenme olur o dönemlerde. Ama tabi Türkiye’nin şöyle de bir gerçeği de var onu da görmemiz lazım. Şimdi biz reel faiz patikasına girdik, bunu Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek de sürekli söylüyor zaten. Projeksiyon enflasyona baktığımız zaman Türkiye’deki faizler bugün artık reel faizi işaret ediyor. Bu da satışları etkileyecek” diye konuştu. Eroldu, gelecek yıl ihracat ve üretim konusunda ise umutlu olduklarını söyledi. Diğer yandan sektörde gelecek yılın satışlarına yönelik daha karamsar tablo çizenler de var. Nissan, Renault, Dacia, Fiat, Peugeot, Opel ve Citroen bayiliğini yapan Gülan Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gülan, “Şu anda bireysel tarafta talep yavaşladı. Al-sat’çılar özellikle siparişleri iptal ediyor. Ama bireysel yavaşlayınca filo kiralama şirketleri otomobile daha kolay ulaşmaya başladı. Bu nedenle birkaç ay Pazar hareketli olur. Ancak 2024 yılında yüzde 30’a yakın daralma öngörüyorum” dedi.

Paylaş